İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik Formu
Bizlere kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar, İstanbul Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi Çocuk Kliniği İdari Sorumlusu, Yenidoğan Kliniği Program Yöneticisi ve İdari Sorumlusu olarak çalışmaktayım. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD’ da Pediatri ihtisasımı, sonrasında Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji BD’ da Neonatoloji yan dal eğitimimi tamamladım. 2009 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji AD’da fizyoloji doktoramı, 2016 yılında Maastricht Üniversitesinde Perinatal Tıp doktoramı tamamladım. 2011 yılında doçent, 2017 yılında Prof unvanını aldım. Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD öğretim üyesi olarak Çam Sakura Şehir Hastanesinde görev yapmaktayım.
Neonatoloji alanında kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz ve bu alandaki hangi yönleri ilginç buluyorsunuz?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İhtisası yaparken Neonatoloji yan dal ihtisası yapmaya karar verdim. O kararı alırken pek çok bebeğe daha hayata başlarken yani yaşamın sıfır noktasında dokunarak onların hayatlarında ne gibi değişikliklere yol açabildiğinizi gördüğüm için karar vermiştim. Bugün de ne kadar doğru bir karar verdiğimi çok daha iyi anlıyor ve her gün yaşıyorum. Gerçekten yaşama hasta olarak, erken dünyaya gelerek, size ihtiyaç duyarak başlayan canlara nefes olabilmek ve size güvenen bir anne babanın ifadesi ile, onların hayatına “bir kahraman” olarak dokunabilmenin verdiği haz anlatılamaz. Özellikle bir ailenin 9 ay boyunca hayalini kurduğu ancak doğumdan sonraki dönemde yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı gösteren bir bebeği tekrar ailenin hayalleri ile buluşturmanız Neonatoloji uzmanlarının en önemli görevi ve başarısı diye düşünüyorum. Burada Neonatoloji uzmanlığının çok stresli, çok yoğun çalışma ortamı olan, zamanında çok dikkatli kararlar vermeniz gereken, gecesi gündüzü olmayan ve en önemlisi de bireysel olarak değil hekim-hemşire-personelsekreter- idare gibi çoklu alanda ekip başarısı gereken bir branş olarak hizmet verdiğini de bu işin en büyük zorlukları olduğunu ifade etmek isterim.
Avrupa'nın en büyük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi olan European Academy of Paediatric Societies EAPS Kongresi’nde binlerce çalışma arasından birinci seçilerek ödüle layık görüldünüz. Çalışmanız hakkında bilgi verir misiniz?
2014 yılında bu ödüle layık görülmüştüm. Tabii, orada sunulan çalışma ile ödül alsam da aslında ödül hem çalışmanıza hem de sizin o döneme kadar yaptığınız faaliyetlere göre verilen bir ödül idi. Biz de o dönem çok merkezli bir çalışmada kronik akciğer hastalığının olası bir genetik nedeni olan gen mutasyonunu ilk defa literatürde bu hastalık ile ilişkili olabileceğini gösterdiğimiz çalışma ile ödülü aldık. Bu vesile ile o çalışmada yer alan tüm hocalarımıza tekrar teşekkür ediyorum.
Erken doğan prematüre bebeklerde yaşanan kronik akciğer rahatsızlığının sebebi olan bir geni keşfetmek, gelecekte doğacak genetik olarak riskli bebeklerin tedavisini nasıl etkileyecek?
Başta kronik akciğer hastalığı olmak üzere yenidoğan bebeklerde akciğer, kalp, beyin, göz, barsak gibi organ sistemlerinin gelişiminde ve hastalıklarında genetik son derece önemli bir rol oynamakta. Prematüre olarak dünyaya gelen ikizlerde bir ikiz çok daha hızlı iyileşebilirken diğer ikizde seyir tamamen farklı olabilmekte ve bunun genetik yapı ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda bulunan genin bir yenidoğanda varlığını saptadığınız takdirde hastalığın gelişmesine engel olabilecek yaklaşımlara ya da erken tedaviye daha kolay odaklanabilirsiniz. Hatta yakın zamanda gen tedavileri de geliştirilebilir.
Yeni doğmuş bebeklerde görülebilecek komplikasyonlara anında ve doğru şekilde müdahale edilebilmesi hangi teknolojik cihazlar önem kazanmaktadır?
Başta prematüre bebekler olmak üzere hasta bebeklerin yenidoğan yoğun bakım izleminde insan kaynakları (hekim, hemşire, personel, sekreter) kadar kullandığınız cihaz, kuvöz, monitör, sarf malzeme gibi donanımların kalitesi, güvenirlik ve teknolojik alt yapıları, hasta konforları da son derece önemlidir. Özellikle prematüre bebeklerde anne karnında oldukları gibi güvenli bir yenidoğan yoğun bakım ünitesi oluşturulması, cihazların alarm ve güvenlik seviyeleri, teknolojik alt yapı ile entegrasyon özellikleri, bakım hizmetleri de son derece önemlidir. Çalışanların cihazların özelliklerini bilmesi, uygun cihaz kullanımı ile birlikte uygun klinik yaklaşımın sağlanması o yenidoğan yoğun bakım ünitesinin başarısını belirleyen en önemli faktörlerden birisidir.
Bebeklerin büyümesi ve başta beyin olmak üzere pek çok organ sisteminin gelişmesi için beslenme son derece önemli. Bu konuda neler önerirsiniz?
Sizin de dediğiniz gibi ister hastanede yatan isterse de evde olan yenidoğan bebeklerin beslenmesi son derece önemli olup, burada konuşmamız gereken tek ve en önemli besin maddesi anne sütüdür. Anne sütü, her annenin bebeği için özel oluşturulmuş, içeriği anneden anneye geceden sabaha farklılık gösteren ve içeriği hiçbir hayvan sütü veya formüla ile kıyaslanamayacak tek besin maddesidir. Hem prematüre hem term bebeklerde anne sütü ile beslenme organ sistemlerinin uygun gelişmesine, bebeğin uygun şekilde büyüme ve gelişmesine, çocukluk çağında enfeksiyonların azalmasına, uygun bir barsak mikrobiyatası gelişimi ile sadece bebeklik dönemi değil erişkin yaşlarda bile alerji, obezite, diyabet, metabolik sendrom gibi pek çok hastalığın gelişiminin önlenmesine neden olmaktadır. Anne sütü içeriğindeki pek çok faktör ve hücreler uygun bağışıklık sistemi gelişimine neden olmaktadır. Bu nedenle yenidoğan döneminde en az 6 ay sadece anne sütü ile beslemek, 6. Aydan itibaren başlanan uygun tamamlayıcı beslenme ile birlikte anne sütüne en az 2 yaşına kadar devam edilmesi son derece önemlidir.
Sizin görüşünüze göre, Neonatoloji alanının bugün karşı karşıya olduğu en büyük zorluklar nelerdir ve nasıl ele alınabilirler?
Yukarıda bahsettiğim üzere Neonatoloji zorlu, stresli, gecesi ve gündüzü olmayan, karşılığının maddiyat ile ölçülemeyeceği bir bilim dalıdır. Neonatoloji uzmanı olabilmek için Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İhtisasının üzerine 3 yıl Neonatoloji yan dal ihtisasının yapılması gerekmektedir. Şu an ülkemizde yeterli sayıda Neonatoloji uzmanı bulunmamakta, bölgelere göre dağılımda sorunlar bulunmakta ve Neonatoloji uzmanlarının bir kısmı ne yazık ki Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde çalışmamaktadırlar. Buna ek olarak Neonatoloji yan dal ihtisas süreci zorlu olup, ne yazık ki şu an için Neonatoloji BD yan dal ihtisası tercih edilmemektedir. Dolayısı ile gelecek için Neonatoloji uzmanı yetişmemesi sorunu ile karşı karşıyayız. Bu nedenle hem hekim hem hemşire düzeyinde Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde çalışmanın teşvik edilebileceği, çalışanların motivasyonunu arttıracak düzenlemeler yapılması gerekmektedir.