İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik Formu
Prof. Dr. Mustafa Kaymaz'ı sizden dinleyebilir miyiz?
1967 yılında İstanbul’da doğdum. Üniversite eğitimimi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde aldım. 1989 yılında aynı fakültenin Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı’nda başladığım Doktora eğitimimi 1995 yılında tamamladım. 1998 yılında Doçent ve 2004 yılında Profesör unvanlarını aldım. 2002 yılında kurulan Türk Veteriner Jinekoloji Derneği’nin kurucu üyesiyim. 2007’de JICA (Japonya) bursu ile sığırlarda Embriyo Üretimi ve Transferi konusunda eğitim aldım. O zamandan günümüze evcil hayvanlarda Yardımcı Üreme Teknolojileri konusunda çalışmalarımı sürdürüyorum. 2008 yılından günümüze Uluslararası Embriyo Teknolojileri Derneği’nin (IETS) üyesiyim.
Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalında gerçekleştirilen yardımcı üreme teknolojileri konusunda bilgi verir misiniz?
Ülkemizdeki ilk embriyo transfer çalışması 1984 yılında Anabilim Dalımız öğretim üyesi (E) Prof.Dr.Çetin Kılıçoğlu ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir. O yıldan günümüze 18 adet doktora çalışması ve proje tamamlanmıştır. Laboratuvarımız fiziki altyapıyı bir kenara koyarsak tamamen in vivo ve in vitro embriyo üretim şartlarını gerçekleştirecek teknik alt yapıya sahiptir. Son yıllarda özellikle in vitro üretilen embriyolarda mikromanipülasyon teknikleri kullanarak identik ikiz oluşturulması, embriyo biyopsisi ve blastosel kollapsı üzerine çalışmalar devam etmektedir. Yakın zamanda da at embriyosu üretimine ilişkin çalışmalarımız başlayacaktır.
Embriyo transferi hayvan ıslahında genetik ilerlemenin hızla yapılabilmesi ve hayvan sayılarının kısa zamanda artmasını sağlayan önemli bir uygulama mıdır?
Hayvan ıslahı konusunda yanıtım kesinlikle evet olacaktır. Üstün özellikteki hayvan sayısının embriyo transferi ile bir an önce artırılması gerekmektedir. Dünyada halen kullanılan Progeny Testing ile verimlilik araştırmaları ve ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Ancak bu test ile en erken 6-7 yılda kesin sonuca ulaşılabilmektedir. Son 5 yıla kadar embriyo transferi ile bu süre 2,5-4 yıla kadar indirilebilmişti. Ancak son yıllarda genetik çalışmaların sahaya uyarlanması ile Genomik Seleksiyon adı verilen uygulamalarla doğan yavrunun verim seviyesini belirlenebilir hale geldi. Bunun üstüne mikromanipülasyon teknikleri de eklenirse bir embriyonun henüz transfer edilmeden genetik özelliklerini öğrenme şansı da doğdu. Bu sayede ıslah ve genetik ilerlemenin IVF laboratuvarında başlamış olma şansı ortaya çıktı.
Çiftlik hayvanlarında embriyo üretimi ve transferi nasıl yapılır?
Embriyo transferi sığır, koyun ve keçi gibi türlerde yıllardır ticari olarak yapılan bir uygulamadır. Atlarda ise yeni başlayan uygulamalar arasındadır. Temeli oluşturan sığırlardan bahsedecek olursak; Embriyo üretimi iki şekilde yapılmaktadır. İn vivo embriyo üretiminde (IVD) senkronizasyon ve süperovulasyonları uyarılan inekler tohumlandıktan 7 gün sonra uterus yıkaması yapılarak embriyolar elde edilmektedir. Elde edilen embriyolar IETS standartlarında değerlendirildikten sonra taşıyıcı annelere transservikal yolla transfer edilirler. Diğer bir yöntem olan ve dünyada kullanımı in vivo embriyo üretiminin önüne geçen in vitro embriyo üretiminde (IVP) ise trans vaginal OPU ile elde edilen oositler in vitro koşullarda fertilize edilip 7 gün süreyle kültüre edildikten sonra aynı kriterlere göre değerlendirilip benzer biçimde uterusa transfer edilirler. Hayvan uteruslarının anatomik yapısı nedeniyle embriyolar korpus luteumun belirlendiği kornu uteriye transfer edilmelidir. Alıcı annenin sıklık durumunun uygun olmadığı durumlarda veya elde edilen embriyo sayısı senkronize taşıyıcı sayısından fazla ise embriyolar dondurularak transfer edileceği zamana kadar saklanabilmektedir. Koyun ve keçilerde uygulamalar cerrahi yollarla yapılmaktadır. Kısraklarda ise uygulamalar büyük oranda sığırlardakine benzemektedir.
Yüksek verimli bir hayvandan hayatı boyunca en fazla kaç yavru alınabilir? Yardımcı Üreme Teknikleri ile bu sayı ne kadar yükseltilebilir?
Ekonomik değeri olan bir inekten fertil hayatı boyunca en fazla 5 ya da 6 yavru alınabilmekte. Yüksek verimli hayvanlarda yaş ve doğum sayısı arttıkça tekrar gebe kalma aralığı uzayabileceği için bu hayvanlardan yavru elde etmek zaman geçtikçe ekonomik olmaktan uzaklaşır. İn vivo embriyo üretiminde (IVD) her bir inekten minimum 2 aylık aralıklarda 8-12 adet sağlıklı embriyo elde edilebilmektedir. Basit bir hesap yapıldığında sağlıklı bir inekten bir yılda 40’a yakın embriyo elde edilebilmektedir. In vitro embriyo üretiminde (IVP) ise 7-15 gün aralıklarla ovaryumlardan ortalama 8 oosit elde edilebilmektedir. Yeterli bilgi, tecrübe ve teknik bir altyapı ile ortalama %40 blastosist başarı sağlanırsa sağlıklı bir inekten IVD tekniğine göre çok daha fazla sayıda embriyo elde edilebilmektedir.
Embriyo üretimi ve transferi sırasında hangi cihazlar kullanılır?
Üretim tekniğine göre değişmektedir. In vitro embriyo üretiminde beşerî hekimlikte kullanılan tüm cihazlara ihtiyaç duyulmaktadır. Stereo mikroskop, İnverted mikroskop, mikromanipülasyon sistemi, farklı tipte inkubatörler, laminar akış kabinleri, antivibrasyon masa, farklı türde pipetler, petri kapları, azot tankları, sterilizatörler bunların başlıcalarıdır. Kullandığınız kültür ortamlarını eğer siz hazırlayacaksanız hassas terazi, ultra saf su sistemi ve farklı tipte filtrelere de ihtiyacınız vardır. İn vivo embriyo üretiminde stereo mikroskop, küçük bir inkubatör ve uterus yıkamasında kullanılan cihazlara ihtiyaç duyulur. Hayvanlarda embriyo transferinde ise ihtiyacınız olan 4 ana başlık vardır. Sağlıklı bir taşıyıcı inek, sağlıklı bir embriyo, transfer katateri ve bir Veteriner Hekim.
Türkiye bu konuda dünyadaki gelişmelere göre ne kadar ileri seviyededir?
Ülkemizde bu konuyla ilgili en önemli eksik, yeterli bilgi ve beceriye sahip uygulayıcı sayısının az olmasıdır. Bu uygulamayı sadece Veteriner Hekimler yapabilir. Fakültelerimizde üreme biyoteknolojisine ilişkin daha fazla bilginin verilmesi ve genç Veteriner Hekimlerin yönlendirilmesi gerekmektedir.
Bu işe gönül koymuş genç veteriner hekimlere neler söylemek istersiniz?
Bizler her zaman yardıma hazırız. Hem gerekli alt yapının kurulmasında hem de eğitimleri için her türlü desteği vermeye hazırız. Yetiştiricinin tercih ettiği kaliteli ticari donmuş sperma yardımcı üreme teknolojileri kullanılarak doğan hayvanlardan elde edilmektedir. Biz bu teknolojileri kullanarak neden kendi boğamızı üretmiyoruz? Neden bir laktasyonda 12 ton süt veren ineklerden oluşan bir sürümüz yok? Bunların her birini başaracak seviyede eğitimleri olan genç Veteriner Hekimler neden dışa bağımlılığı azaltmıyoruz? Ne zaman isterseniz öğrenebilirsiniz. Geç kalmayın.