İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik Formu
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Pembe Oltulu, patoloji bilimini ele alan prestijli dergi The Pathologist’in
yayınladığı “Dünya Patolojisinde En Etkin 100 isim (The Pathologist's Power List 2018)” listesinde tek Türk bilim insanı olarak yer aldı.
Ülkemize bu gururu yaşatan Pembe Oltulu’yu daha yakından tanıyabilir miyiz?
1976 Yozgat doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde tamamladım. Başarılı sınav sonuçlarıma rağmen Konya dışına çıkamayacağımdan dolayı Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesine yerleştim. Tıp Fakültesini çok sevdim ve keyifle severek ve isteyerek devam ettiğim eğitimimi dördüncülükle tamamladım. İyi bir puanla Meram Tıp Fakültesi Patoloji ana bilim dalında asistanlık eğitimime başladım ve tamamladım. Ülkemin çeşitli hastanelerinde 9 sene uzman olarak çalıştım. Çok keyif aldığım çok sevdiğim ancak meslektaşlarımızın hastanelerde ne yaşadıklarını, ne gibi sorunları olduğunu iyi bilmeme neden olan yıllardır. O zamanlar ufak çaplı olgu sunumları ve poster sunumları hazırlardım ama asıl derdim uğradığımız maddi ve manevi haksızlıklardı. Her platforma yazardım. Sonunda Sağlık Bakanlığının düzenlediği puanlarla ilgili bir çalıştaya bile katılabilmiştim. Kader beni eğitim aldığım Meram Tıp Fakültesine, yuvama doktor öğretim üyesi olarak gönderdiğinde 2013 yılıydı. Çalıştım, çok çalıştım, tüm akademisyen arkadaşlarımız hocalarımız gibi. Şu an Doçentlik başvuru sonucumu büyük bir heyecanla bekliyorum. Evli ve 4 çocuk sahibiyim.
Dünyanın alanında en prestijli dergisinin yayınladığı listede yer aldığınızı nasıl öğrendiniz? Öğrendiğinizde neler hissettiniz?
Listenin yayınlanacağını biliyordum ama içinde yer alabileceğim aklımın ucundan geçmezdi. Özellikle Twitter başta olmak üzere sosyal medya araçları ve dünya çapında yaygın eğitim için tamamen gönüllülük esaslı, gece gündüz demeden çalışırken bu alanda birlikte olduğumuz arkadaşlarım ve Amerika’dan bazı büyüklerimiz beni adaylar arasına yerleştirip oylama yapmışlar. Bir gün bir mail aldım “Tebrikler The Pathologist Powerlist finalistisiniz’’ diye. Ancak ben olayı pek algılayamamıştım. Daha doğrusu inanamadım ve herhalde yeniden oylama yapılacak diye düşünüyordum. Ta ki arkadaşlarımdan Duygu Şener’in platformumuzda yayınladığı haberi görene kadar. Bir şok! ve ardından yoğun bir mutluluk, tarifsiz hisler…
Eğitim alanındaki çalışmalarınız dünya patolojisine önemli katkılar sağlıyor. Patoloji bilimi için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Eğitim ve güncel son noktayı bilerek o çizgide hareket etmek en önemlisi. Nereden başlayacağınızı bilmelisiniz. Bunun için öncelikle kendinize bir yol haritası belirlemeli ve yola çıkmalısınız. Ben gerçekten ciddi mücadele veriyorum her açıdan. Öncelikle yabancı dil eğitimimin elimde olmayan sebeplerden dolayı yeterli olmaması beni çok zorladı. Ama pes etmedim yılmadım ve onun için çok ciddi çaba sarf ediyorum. Bugün geldiğim noktada yurt dışından misafirlerimi ağırlayabiliyorum ama keşke ülkemde dil eğitimi çok erken zamanda ve herkese eşit şartlarda verilebilseydi. O zaman bu zamana kadar harcadığım enerjiyi tamamen kendi bilim dalıma yöneltebilirdim. Çoktan yurt dışı eğitimlerimi tamamlayabilirdim. Ama dedim ya pes etmedim Allah’ın izniyle. Tüm meslektaşlarıma da umutsuzluğu değil umudu ve ileri hedeflere ulaşmak için çabayı öneririm.
Kemik iliği patolojisi, dermatopatoloji, interstisyel akciğer hastalıkları patolojisi özel ilgi alanlarım. Biz bölümümüzde genel patoloji de bakıyoruz ve ciddi bir vaka sayısına sahibiz. Dört çocuk, dil eğitimim, akademik ve bilimsel çalışmalarım ve birçok diğer görevlerim derken özel ilgi alanlarımla ilgili ulusal ve uluslararası eğitimim şu an için en önem verdiğim nokta… Göz patolojisi, dermatopatoloji, sosyal medya ve eğitim konularında çalışma ve makalelerim mevcut. Pek çok proje ve fikirlerim mevcut. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor ve ben geleceğin teknolojik imkânlarını düşündükçe heyecanlanıyor, içinde nasıl yer alabileceğimle ilgili fikirlerimi beslemenin yollarını arıyorum. Reseptör boyutunda nano robotların zararlı hücre üreyişini inhibe eden yolakları aktive edebileceği, gen defekti tamir edilmiş kök hücrelerle yenilenmenin hızlandırılacağı, yapay zekanın çok farklı boyutlarda hayatımızın her alanına dâhil olacağı günlerin yaklaştığı bir gerçek. Hal böyle iken geleceğin akıllı evlerindeki akıllı iletişimin en önemli adreslerinden internet ve sosyal medya olayını hiç de küçümsememek, ölçülü bir şekilde doğru kullanımla içinde yer almak ve gelişimine katkıda bulunmak da benim için önemli. Bunların yanı sıra, en çok invivo mikroskopi alanı ilgimi çekiyor. Kendi özel ilgi alanlarım ve invivo mikroskopi konularında kendimi geliştirmeye, yenilemeye ve çalışmalar yapmaya devam etmek istiyorum.
Aktif bir sosyal medya kullanıcısı olarak çalışmalarınızı bu platformdan nasıl yürütüyorsunuz?
Öğrenmeyi, yenilenmeyi ve öğrendiğim her şeyi paylaşmayı seviyorum. Yaklaşık 5 yıldır bu alanda gerçekten yoğun bir çaba sarf ediyorum. Şu an Twitter en önemli eğitim ve paylaşım alanımız bana göre. Uluslararası Facebook eğitim gruplarımız var. Çoğunda yönetici ya da moderatörlük yapıyorum. Genellikle uyku saatim gece saat 2:00. Bazen daha da geç. Bugün saat 3:00’ı buldum örneğin. Çocuklarım ve diğer işlerimden sonra ilave zaman geceler benim için. Gündüz iş temposunu tüm meslektaşlarım bilir. Bu tempo bana ciddi bir Fibromyalji rahatsızlığı da getirdi. Ona rağmen görevimi hakkıyla yapmaya çalışıyorum. Ekip olarak kişileri ve bilgileri süzüyoruz. Önemli hocaların, alanında deneyimli kişilerin tecrübeleri ve kaynak belirtilmiş doğru bilginin paylaşımı en önemlisi… Elimden geleni yaparken pek çok arkadaşlıklar ve dostluklar kuruyor, onları da devam ettirmeye gayret ediyorum. Dünyanın her yerinden meslektaşlarımızla arkadaşlık, aile bağı kurarak birbirimizi sevmek, cesaretlendirmek; tüm bunlar daha önce hiç tanımadığım kişilerle birlikte bilimsel çalışma yapabilmemi, makale yazabilmemi de sağlamıştır. Halen de devam ediyorum. Sanırım bu alanda yapılan çalışmalar için asıl anahtar: Uluslararası etkin, güçlü, birbirini tamamlayan bir takım ve güçlü takım ruhu…
“#PathArt Facebook” grubu oluşturma fikri nasıl doğdu? Bu grubun faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Sanat, müzik önemlidir benim için. Twitter da bağımsız tek tük paylaşımlar görüyordum. Mikroskopla vaka bakarken hep farklı bir açıdan da bakarım mikro sahaya. O sıralar Facebook grupları oluşturuyordu arkadaşlarım, uluslararası eğitim grupları… Ben de bir Messenger grubu kurup bu alanda paylaşımları olan arkadaşları ekleyerek bir #pathart grubu konusunda fikirlerini aldım ve çalışıp çalışmayacaklarını sordum. Çok güzel olur, seve seve çalışırız dediler ve #pathart grubumuz kurulmuş oldu. Şu an 4600 ulusal ve uluslararası üyemiz var. Çok keyifli ve yoğun iş yükümüz arasında bizleri dinlendiren bir grup. Aynı zamanda, Federasyonumuzun bu sene ikincisini düzenlediği uluslararası katılımlı #Pathart yarışmamızın doğmasına ilham olan bir grup. Ben bu vesileyle bu alanda özveriyle çalışan tüm takım arkadaşlarıma #pathart yarışma ve sergi faaliyetlerimiz ve sosyal medya komisyonu çalışmalarında bizleri destekleyen tüm hocalarımıza, özellikle her an yanımızda olan Prof. Dr. Alp Usubütün hocama çok teşekkür ediyorum.
Dünyada bu alanda başarılı patologlarla iletişim halindesiniz. Sosyal platformlar üzerinden bu kişilerin de yer alacağı on-line eğitim veya seminer organizasyonları planlıyor musunuz?
Çok güzel bir ailemiz var. Biz uluslararası patoloji ailemiz diyoruz. Gerçekten kardeş gibiyiz. Arkadaşlarımız, bu alanda yer alan tecrübeli hocalarımız gerçekten çok özverililer. Tamamen karşılıksız ve gönüllü olarak bildikleri her şeyi paylaşıyorlar ya da başka patologların paylaşımlarına rehberlik ediyorlar. Seminerler önceden duyurularak saatinde canlı olarak yayınlanıyor, soru sorabiliyorsunuz. Ben ilgilendiğim alanlardaki canlı yayınları kaçırmamaya çalışıyorum ve ilgileneyim ilgilenmeyeyim her toplantı bilgisini mümkün olduğunca geniş kitleye ulaştırmaya çalışıyorum ki, eğitimin eşit olmadığı yerlerde bulunan arkadaşlarımız sadece akıllı telefon ve internet bağlantısıyla sınırlardan kurtulup toplantılara dâhil olabilsin. Bu harikulade alan ücretsiz, her meslektaşıma açık, uluslararası ve gönüllüleri için muazzam bir his… Bu müthiş ekibin içinde destek takımında yer alıyorum hali hazırda. Daha da fazlası planlanırsa elimden geleni yapmaya çalışırım.
Sosyal medyada patoloji bilimine yönelik yapmış olduğunuz sosyal içerikli bir takım paylaşımlar geniş bir kitleye hitap ediyor. Bilimi, sanat ve sosyal yaşam ile bir arada düşününce patolojiyi nasıl anlatırdınız?
Monoton bir bilim robotlaşmaktır. Kendini, hislerini unutmaktır. Patoloji; çok yoğun, zor ve bazılarının sandığının aksine gerçekten ağır bir bilim dalı. Ancak sosyalleşebileceğiniz müthiş bir altyapısı mevcut. İletişim en önemli faktör. Aktif ve çalışkan olmalısınız...
Her şeyden önce insanı sevmek gerek. Yaratılanı sevmek gerek. Sanat ve sosyallik hangi bilim dalı ile beraber hareket edecekse ancak bu temelde hareket edebilir. Patoloji de öyle… Aksi mümkün değil. Mevla’nın yarattığı her insan özel değil midir? Sanatı seviyorum, müziği seviyorum. Hayata güzel bakmayı ve güzel dokunmayı seviyorum. Mikro dünyayı seviyorum, hatta hayranım. Sanırım bu hislerim karşı tarafta bir yerlerde gönüllerde karşılık buluyor ve patoloji ile sosyallik birleşiyor. Güzel bakan, güzel görür düşünce yapısı da patolojiyi sanatsallaştırıyor.
Patolojiye bu kadar gönülden bağlı bir bilim insanı olarak meslektaşlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Ben mesleğimi seviyorum, sürekli ve yaygın eğitimi seviyorum, birlikteliği seviyorum. Öncelikle sımsıkı kenetlenmeli, sorunlarımızı çözerken yapıcı ve birlik olmalı ve pes etmemeliyiz. Bize karşı yapılan haksızlıklara karşı uygun bir dil ve davranışla mücadelede kalmalıyız. Bu anlamda her birimizin bireysel çaba ve mücadelesi de çok önemli, susup oturmak yerine bir yerlere yazabiliriz. Cesaret ve mücadele… Tarihten bu yana mücadelesiz oluşmuş bir başarı mevcut mu?
Davetiniz ve hazırlamış olduğunuz bu keyifli söyleşi için teşekkür eder, sizlere ve tüm meslektaşlarıma, başarılar, gönüllerinden geçene vakıf olacakları güzel yıllar, iyilikler, sağlık, huzur ve bu seneki #PathArt yarışmamız için mikroskoplarından güzel yansımalar dilerim…