İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik FormuHalit Refiğ’e Mektuplar, önemli bir yönetmenin dostlarıyla derinliğine hayran kalacağınız entelektüel, samimiyetiyle gözlerinizin dolacağı içten mektuplaşmaları...
Türk sinemasının efsane yönetmenlerinden Halit Refiğ, sadece Yeşilçam çevresinde değil, geniş bir kültür-sanat çevresinde de etkisi ve dostlukları olan bir isimdi. Edebiyata olan ilgisi bilinen, yasaklanan filmlerinin haricinde, yazdığı yazılarda veya yaptığı konuşmalarda da görüleceği üzere ülke siyasetinde de önemli fikirleri olan Refiğ, Türk sinemasını bir halk sanatı olarak ele alırdı. Ancak bu kez çok başka bir Refiğ’le karşılaşıyoruz. 1976 - 1977 yıllarında Amerika’da bulunan Halit Refiğ orada kaldığı sırada birçok dostuyla sürekli ve karşılıklı olarak mektuplaşmışlar. Oğuz Atay, Pakize Barışta, Yıldız Kenter, Adnan Saygun,Giovanni Scognamillo, Sami Şekeroğlu, İlhan Usmanbaş gibi alanının önemli isimleriyle sürekli irtibat halindeymiş büyük usta. Her şeyin satır aralarında gizli olduğu mektuplar, 12 Eylül öncesinin karanlık ortamını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer nitelikte. Neredeyse bütün mektuplarda dönemin siyasi atmosferinin izlerini görüyoruz. Aynı zamanda herkes kişisel dünyasını da açıkça dile getiriyor,yakın bir dostunun sırdaşlığına sığınarak.
M. Sait Aydın tarafından “Sevgili Halit” ismiyle kitaplaştırılan eserde yer alan mektupların orijinalleri Mimar Sinan Üniversitesi’nin arşivinde korunuyor. Everest Yayınları’nın çıkarttığı eserin arka kapağında ise şöyle yazıyor:“Bir dönem: 12 Mart sonrası -12 Eylül öncesi. Çalkantılar, huzursuzluklar içindeki Türkiye. Bir avuç aydın sanatçı hem toplumsal, hem bireysel sancılarla var olma mücadelesi veriyor. Yurt içinde ve yurt dışında. Birbirlerine yazdıkları mektuplarla soluk almaya çalışıyorlar.Şimdi sararmış o sayfaları Türk sinemasının usta yönetmeni Halit Refiğ bugün ve gelecek zaman için saklamış...”Selim İleri bu mektupları 2004’te okumuş, hepsini tek tek gözden geçirmiş. Kitabın sonunda ‘Noktalarken...’ başlıklı yazısında mektupların içeriğine değinmiştir.Bu mektuplar, aydın, dünya görüşü olgun ve tüm yeniliklere açık bir hoşgörüyle oluşmuş bir sinema yönetmeninin, yaratıcılık sırasında neler düşündüğünü, neler tasarladığını gösteriyor. Söz konusu mektuplar,bir yaratmanın ardındaki yoğun çalışmanın, düşünce çalkantılarının seyrini öğrenmek, kimi zaman karşılıklı mektuplarda oluşturulan beyin fırtınalarının, fikir kıvılcımlarının keşfi o sanat eserini daha iyi kavramamızı sağlıyor.