İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik Formu
Aşk... Ne büyülü bir kelime... Ne büyük bir güç... ‘Aşk ne güzel şeydi ama neydi?' dediğimiz bir anda samimiyet ve içtenlikle aşkı hatırlatan sıcak, samimi bir roman: Fabio Volo'nun Türkçe'de yayımlanan ilk romanı: Fazladan Bir Gün
Her sabah O'nu büyük bir hayranlıkla seyretti. Cesaretini toplayıp yanına gitmek istedi gidip konuşmak ama bir türlü yapamadı... Bir gün Giocomo'nun hiç beklemediği bir şey şekilde Michela ilk adımı attı ama o gün Michela'nın İtalya'dan ayrıldığı gündü... Giocomo ile Michela... Tramvay'da karşılaşan iki kişi... Modern zamanların iki büyük aşığı... Italyan aktör, müzisyen, televizyon programcısı ve yazar Fabio Volo, ‘sıradan' bir hikâyeyi büyük bir ustalıkla anlatıyor. Yalın bir dil, sempatik bir üslup ve etkileyici bir aşk hikayesi... Giocomo. Gece gündüz tramvayda gördüğü o kızı düşünüyordu. Kızın, tramvayda kitap okuyan ya da elindeki deftere sürekli bir şeyler yazan halini. Her sabah O'nu görmekten büyük mutluluk duyuyordu. Konuşmadan, dokunmadan devam eden bu ilişki, Michela'nın ilk adımı atmasıyla başka bir yöne doğru akmaya başlar. Michela, Italya'dan New York'a taşınmadan önce Giocomo ile tanışır ancak bu tanışma, bir kesintiye mahkumdur. Giocomo bu ayrılığa daha fazla dayanamaz ve Michela'nın peşinden New York'a gider.
"Acil yardımda kaldığım o geceden birkaç gün sonra New York'a Michela'nın yanına gitmeye karar verdim. O anı hatırlıyorum. Spor salonunun soyunma odasındaki bankta oturuyordum. Ansızın her şey açıklık kazandı. Bankta üstümde sadece külodumla oturmuş, ayağıma geçirmek için çorabımı doluyordum. Tutulup kaldım. Elimde çorap, dirseklerimi dizlerimin üstüne dayadım ve gözlerimi boşluğa dikip hareketsiz kaldım. Içimde bir ses giderek çoğaldı. Tüm karışıklıkları süpürüp attı ve her şey su gibi berraklaştı. Ona gitmeliydim. Doğru olan buydu."
New York'ta onu büyük bir sürpriz beklemektedir. Iki genç buluşurlar ancak buluşma öncesinde Michela, Giocomo'ya tramvayda yazdığı günlüklerini okutur. "Sen benimle bizim aramızdaki buluşmasın. Belki bir şekilde seni bekliyorum. Seni birkaç dünyada bekledim. Bekleyeceğim." Böylece birbirlerine yüreklerini en samimi, en açık biçimde açmışlardır. Aralarında bir oyun başlamış, bir anlaşma yapmışladır: Dokuz günlük birlikteliğin ardından ayrılacaklardır. Sayılı günler aşklarını daha da pekiştirir. Ancak Giocomo süre dolmadan İtalya'ya dönmek zorunda kalır. Fakat aklı New York'tadır. Michela'yı düşünmeden edemez. Uzun süre birbirlerine verdikleri söz yüzünden geri dönemeyeceği için çelişkiler yaşar ve sonunda dayanamayarak Michela'yı aramaya karar verir. Yaşanacak bir gün daha vardır ve o günün neler getireceği mefhumdur.
Romanın okuru sarıp sarmalayacak belki de en önemli özelliği hem dildeki hem özdeki samimiyet. Karakterlerin birbirlerine karşı olan açıklık çabaları, iki farklı dünyanın birbirine olan ihtiyacı, çatışmaları, vazgeçememezlikleri bizi hemen yakalıyor. Bir yanda babası tarafından küçük yaşta terk edilen güvensiz, tedirgin, huzursuz telaşlı bir kalp: Giocomo, diğer yanda mucize bir insan Michela...
"Birlikte olduğun kişi hakkında öğrenebileceğin maksimum şey, kendin hakkında öğrenebileceğin maksimum şeydir. Bu yüzden bir kişiyle samimi bir ilişki yaşamak önemlidir. Çünkü varoluşun bilgisine yönelik bir yolculuktur bu."
İki kişi arasında başlayan ve giderek vazgeçilmez bir tutkuya dönüşen bir ilişki. Hesapsızlık ve dürüstlük bu ilişkinin vazgeçilmezliğini sağlayan iki temel kavram, bizi gerçekten özgür bir ilişkiyle tanıştıran... ‘Fazladan Bir Gün' günümüzün vebası sağlıklı ilişki arayışına samimi bir dokunuş, özgürlük ve tutsaklık kavramlarını sorgulayabileceğiniz, sizi ‘kendiniz' ve sorumluluklarınız üzerinde düşünmeye iten keyifli bir romandır. Romanın bir başka önemli yanı modern insanın yaşadığı iletişimsizlik meselesini gözler önüne sermesidir. Modern dünyada insan ilişkilerinin zorluğunu, insanların sancılarını, sıkıntılarını tartışan Volo, koruma duygusuyla kendi kimliklerimizden sıyrılıp başka kimlikleri sahiplenişimize, ikiyüzlülüğe dikkati çekiyor ve bunu da bir aşk öyküsü etrafında şekillendiriyor. Günümüzün belki de en büyük yarasına parmak basıyor. Volo'nun başarısı belki de burada yatıyor: Onca sorunu bir aşkın heyecanıyla sürükleyip fark ettirmeden bizleri düşündürmesinde!