İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik FormuElif Şafak'ın son romanı Aşk, en kısa sürede en çok okunanlar arasında bir numaraya yerleşerek büyük ilgi gördü. "Benim çıkış noktam olan ‘Aşk' hem mütevazi hem iddialı bir kavramdı. Aşka farklı açılardan bakan ve sonra o farklı açıları buluşturan bir roman yazmak için yola çıktım. Böyle bir niyetle çıkınca yola, Aşk'ın yolu Şems'ten ve Mevlana'dan geçti." diyen, Şafak Aşk'ta, ruhumuzun derinliklerine dalarken, kendimizle yüzleşmemizin kapılarını aralıyor.
Elif Şafak, Aşk'ın yazılış biçimi ve nedenine dair ipuçlarını ise şöyle veriyor:
"Benim romanlarım çok odalı, çok kapılı saraylar gibi. Kimi okur bir kapıdan girer kimi ötekinden. Her okur her odayı sevmez, göremez. Farklılıkları buluşturmayı, hikâyeler anlatmayı seviyorum. Bir tarafta New Yorklu, mutsuz, yavaş yavaş yaşlandığını ve yorulduğunu hisseden aşkı kaybetmiş bir kadın. Öte yanda Amsterdam'da yaşayan modern bir sufi. Bir tarafta da 8 asır öncesinin Konya'sında yaşayan Mevlana. Tüm bu farklı unsurları bir araya getiren bağ ise aşk. Aşk hem bu dünyaya ait, hem de bu dünyayı aşan bir duygudur."
Son derece sade ve doğal anlatımıyla okuyucunun merakını sürekli diri tutan, geçmişi ve bugünü, farklı mekanları, duyguları ve insanları birbirine bağlayan "Aşk"ta Şafak, iç içe geçmiş bir kurguyla aşkın 40 kuralını ve aşka varış yollarını anlatıyor. İşte bu kuralların beşincisi: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği "bırak kendini koy gitsin". Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var.
Bugünle, 1200'lerin Konyası arasında gidip gelen, mecazi aşktan ilâhi aşka kadar, gerçek aşk yansımalarını bulacağınız kitapta, yüzyıllar arasında müthiş bir yolculuğa çıkacaksınız. Kitabın kahramanları, Boston'daki varlıklı Yahudi işadamının eşi Ella, Hollanda´da yaşayan İskoç kökenli ateist, sonradan Müslüman olan Aziz A. Zahara, Konyalı Mevlana, Mevlânâ'nın güneşi Tebrizli Şems, Mevlana'nın eşi Kerra ile tanışacak ve kimi zaman Ella, kimi zaman Kerra, kimi zaman Aziz Zahara kimi zaman da Şems´le özdeşleşeceksiniz.
Şafak, "Aşk"ın merkezine yerleştirdiği Şems'i sevgiyle yaşatıyor. Kitapta, her bir karakter, Şems'le tanışmasını, ondan nasıl etkilendiğini, Şems'in hayatındaki bir dönemi ya da birkaç saati anlatıyor... Yüzyıllar boyu haksızlığa uğrayan Şems'e farklı açılardan bakmamızı sağlıyor. Gezgin bir derviş olarak insanları tanıyan, acıyı, sefaleti, safahatı bilen Şems'in kendi ağzından yaşamını okuyor, düşüncelerini oluşturan kırk altın kuralı öğreniyoruz. Şems'in "Gönlü Geniş ve Ruhu Gezgin Sufi Meşreplilerin Kırk Kuralı" adını verdiği bu kırk kural, Şafak'ın hayal gücü ile romanın kurgusunu oluşturuyor. Aşkla yazılan, aşkla okunması gereken bu kitabı hala okumadıysanız alın ve aşkın tehlikeli ve zor yolculuğunda içinizdeki beni keşfe çıkın, bu romanı siz de mutlaka okuyun...