TEİD Kurucu Üyelerinden Özgür İncekara'nın Röportajı

27.10.2017

Sizin bakış açınız ile kurucu üyelerinden olduğunuz TEİD nedir ve misyonu nelerdir?

Ülkemizde konumlanmış firma ve kuruluşların iş etiği ve politika oluşturmada en büyük destekçilerinden olmak adına kurulan Etik ve İtibar Derneği “TEİD” aynı zamanda kuruluşların etik, değer ve kültürlerini yazılı olarak sunmayı hedefleyen en etkin sivil toplum kuruluşlarından biridir. TEİD’in misyonu çok net; “Etik” başlığında çalışmaları, iş dünyası perspektifinde yürüterek, kamu yararı elde edilmesini sağlamak.

TEİD’in kurulmasına ilişkin ihtiyaç nasıl ortaya çıkmıştır? Hangi gereklilikler bu kuruluşu tetiklemiştir?

Günümüzde herkes iş yapıyor, özellikle ilerleyen teknoloji ve destek – teşvik mekanizmalarının artmasıyla birlikte içinde olduğumuz dönemde birçok küçük ve orta ölçekli şirket kurulmaya başlandı. Gerekli kalite – uyumluluk altyapısı ve fonksiyonel prosedürler kaleme alınmadan kurulan şirketlerde bazı hayati konularda eksiklikler oluşabiliyor. Ya da aslında çok önemli olan detaylar, o şirketin değerleri arasında yer almayabiliyor. Bu gibi durumlarda, şirketlere rehber olabilecek, onlara yol gösterecek kar amacı gütmeyen, savunuculuk misyonu üstlenmiş kurumlara ihtiyaç doğuyor. Etik ve İtibar Yönetimi gibi kavramları özümseyen, bu kavramlara odaklanan ve bunu iş yapma biçimi haline getiren kuruluşlar sağlam bir şekilde yoluna devam ederken, bu düşüncede olmayan firmalar bazı konularda sıkıntılar yaşayabiliyor. Türkiye için etik ve itibar algısının en üst seviyede oluşmasını, farkındalık yaratılmasını amaçlayan TEİD, bu konuda en büyük desteği sunmak amacıyla kuruldu.

TEİD’in kuruluşunda yola çıkarken yanınızda kimler, çantanızda hangi konulara ilişkin öncelikler vardı?

Yeni bir bina inşa ettiğinizi düşünün, nasıl yaparsınız, hangi malzemeleri kullanırsınız? Sağlam ve dayanıklı bir yapı oluşturabilmek için tercihiniz en güvenilir ve sağlam ekipmanlar olur değil mi? Birçok sektörün deneyim, dinamik ve kültürünü birbirine bağlayan, etik iş kültürü olan firmaların sayısını arttırmayı hedefleyen TEİD’in kuruluşunda da benzer süreçler izlendi. Kendi sektörlerinde lider ve güvenilir firmalar ama en önemlisi etik iş yapma biçimini benimsemiş ve çalışmalarını bu değerler doğrultusunda yürüten, Siemens, Turkcell, Microsoft, Bilim İlaç, Borusan Holding, Friterm, Anadolu Endüstri Holding, Deloitte… gibi daha birçok kurum ve kuruluşla 2010 yılından bugüne birlikte çalıştık. Derneğin üye ve kurucularının ortak öncelikleri dernek vizyonunu oluştururken, bizlerin de kendi sektörümüzle ilgili hedeflerimiz kendi önceliklerimizi belirledi. Tıbbi cihaz sektörünü ele alacak olursak, şirketler, özellikle kamu ihaleleri noktasında, iş etiği açısından uygulamada adil olmayan, doğrulukları tartışmaya açık sonuçlar doğuran bir akış ile karşı karşıya bulunuyorlar. Böyle bir ortamda, uluslar üstü bir şirket, dünya çapında rüşvet skandalı sonrası kendi içinde büyük bir değişim amaçladı ve o tarihteki yönetim, sonrasında Kurucu Başkanlık görevini yürütecek olan değerli kurum temsilcisi, Türkiye Etik Oluşumu’nu kuracağız yer alır mısın, diye beni aradığında zaten hassas olduğum Etik Değerler için düşünmeden evet dedim.

Aynı dönemde, değerli dostum Semra Baysan da oluşumda görev üstleneceğini ve benim muhakkak yer almam gerektiğini söylemişti. Her ikisinin bu samimi duygulara sahip olması benim heyecanımı arttıran bir etki yarattı. İlk kurucular oluştuğunda ve ön çalışmalar tamamlandığı sırada, iyi hatırlıyorum, üyelik için gerekli belgeleri ilk ben hazırlayıp göndermiştim. Dosya evrağı olarak bakarsak manevi yönden 1 no’lu üyeyim diye düşünüyorum. Ayrıca başlangıç dönemlerimizde TEİD Yönetim Kurulu Başkanımız olan Prof. Dr. Metin Çakmakçı TEİD’in büyümesi için gösterdiği çaba ve ilk Genel Sekreterimiz Tayfun Zaman’ın katkıları takdire şayandır ve benim için çok değerlidir.

TEİD’in kuruluşunda nasıl bir yol haritası izlediniz? Temel stratejiniz ne oldu?

Temel stratejimiz her zaman Türkiye’nin etik ve itibar algısının en iyi seviyede oluşmasını sağlamak amacıyla şekillenmiştir. Gerek kendi alanımızla ilgili, gerek etik çalışma ortamı sağlamak amacıyla ilerlediğimiz bu yolda kültürümüzün yazılı yapı taşı haline gelmek en büyük hedeflerimizdendi. Daha önce de bahsettiğim gibi, medikal sektörün en büyük sorunlarından biri olan adil yürütülmeyen ihalelerin önüne geçmek, kendi sektörümüzü bir kenara bırakacak olursak ülkemizde yaşanan rüşvet, yolsuzluklar, haksız rekabetler, işçi sağlığını gözetmeyen kurum veya kuruluşlar gibi daha birçok etik ve adil olmayan davranış ve yapılaşmaya “dur” demek kuruluş aşamasında izlediğimiz yol haritasının taşıyıcı sütunlarını oluşturdu.

Bugün geriye dönüp baktığınızda alınan yolu da göz önüne alarak TEİD’in bugün geldiği düzeyi nasıl görmektesiniz? Neler başarıldı? Neler başarılmayı bekliyor?

Dünden bugüne sayısal bakacak olursak, 2010 yılından 2017 yılına… 22 kuruluştan 120’yi aşkın kuruluşa…200 bin üzerinde çalışana istihdam sağlayan ve Türkiye GSMH’nin % 15’ini oluşturan kuruluşların oluşturduğu bir dernek. Etik konusunda Türkiye’de bir başlangıç noktası, daha sonrasında ise bir referans noktası olmayı hedefledik. Şirketlerin kültürleri ve iş yapış şekilleri ile aynı dili konuşan şirketlerin sayısının arttıralım istedik. Akademik bilgiyi, iş tecrübesi ile harmanlamak istedik. Bugün baktığımızda çok yol aldığımızı ama daha yapılacak çok iş olduğunu söylemek isterim.

TEİD, B20 Yolsuzlukla Mücadele Ağı, B20 Türkiye Yolsuzlukla Mücadele Görev Gücü ve Çalışma Grubu, TRACE International Türkiye Temsilciliği, Global Ethics Network Bölge Temsilciliği, European Business Ethics Network, Basel Institure on Governance Çalışma Grubu, OECD Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu ve Bölgesel Danışma Kurulu Üyelikleri ile dünyada da birçok işbirliğine imza atmıştır.

Bugün sizce TEİD’in üye yapısı ne düzeydedir ve size göre genişleme stratejisi ne olmalıdır?

Yukarıda da bahsettiğim gibi şu an 120’yi aşkın kuruluş ile birlikte aynı hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. Kurumsal üyelerimiz Türkiye’deki saygın firmalar arasında yer almakta. Bunun yanında bireysel ve gönüllü üyelerimiz tüm profesyoneller, akademisyenlere ve öğrencilere açık. Etik ilkeleri benimsemiş firmalarımızın yanı sıra bireysel ve gönüllü katılımlar, çalışmalarımız için bize ayrı bir umut ve güven sağlıyor. Etik konusunda; kurumsal yapıdan aile şirketlerine, yönetimden en alt personele, öğrenciden akademisyene artan sayı ile devam etmesi doğru strateji ile ilerlediğimizin bir göstergesidir. TEİD’in önümüzdeki dönemde çok daha büyük bir görev üstleneceğini düşünüyorum. Anadolu’ya açılmalı. KOBİ’lere “Etik ve İtibar Yönetimi” konusunda mentorluk kanalları geliştirmeye devam etmeliyiz. TEİD’in Kamu Yönetimi nezdinde de savunuculuk görevini üstlenmesi ve lobi faaliyetlerine daha fazla odaklanması gerekecek.

Unutmayın, Türkiye 2016 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde her yıl gerileyen bir ülke. Bir önceki döneme göre 9 basamak geriye düşerek 2016’da 176 ülke arasında 75inci sıraya düştük.

Dünya’nın en büyük 17inci ekonomisi olan Türkiye’ye yakışmayan bir durum bu.

TEİD Derneği şeffaf ve ulaşılabilir bir dernek. Vizyonu, misyonu ve hedefleri ve stratejilerini doğru konumlandırıp, karar mekanizmaları ile uzun vadede başarının yakalanmasında kurumlara yardımcı olmaya devam edecek.

Sahip olduğunuz deneyim, birikim ve gözlemlerinize dayanarak bir bütün olarak Türkiye’yi ve spesifik olarak İş Dünyasını ayrı ayrı değerlendirmeniz gerekirse, bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Türkiye ülke olarak, İş Dünyası da bu ülkenin en önemli motor gücü olarak nasıl bir görüntü sergilemektedir sizce?

Türkiye coğrafi konum itibari ile Avrupa’nın bir parçası olmakla birlikte, kültür olarak Orta Doğu ülkelerine daha yakın durmakta. Bunu toplumun her alanında yoğun olarak hissetmekteyiz. Coğrafi şartlar pek çok alanda avantaj sağlasa da bazı alanlarda da dezavantajları oldukça yoğun olarak hissedilmekte. Son zamanlarda bölgede değişen dengeler dünyanın dikkatini bu yöne çekse de reel sektör bundan oldukça zarar görmüş durumda. Bu durum ekonomide yaşanan yüksek hareketliliği beraberinde getirmekte. Ekonominin hareketliliği ise birçok sektörü doğrudan etkilerken birçoğunu da dolaylı yoldan etkilemekte. Çizdiğimiz tabloya baktığımızda bölgesel denge bozukluklarının sonuçları açıkça görünmektedir. Bu nedenle iş dünyası ve ülke olarak Orta Doğu’dan sıyrılarak Batı’ya yönelmek şart.

Farklı bir boyut ise üretimin kalbi durumuna gelmiş olan Uzak Doğu. Gelecek planlarımız arasında ülke ve iş dünyası olarak mutlaka yer alması gereken maddelerden biri ise Kore, Çin, Japonya gibi lokomotif ülkelerle yakın ticaret anlaşmaları olmalı. Bu anlaşmalar, teknoloji transferi, bölgesel yatırım teşvikleri, değişim programları gibi birçok noktada hayata geçirilmeli.

Türkiye’deki iş akışını tek başına değerlendirmemiz gerekirse, piyasa koşulları şu anda oldukça sert. Sermaye hızla el değiştirmekte, bazen tek elde toplanmakta. Bu da küçük ve orta ölçekli işletmelere zarar vermekte iflasları hızlandırmakta. Devlet bu noktada harekete geçmeli ve pastadaki pay oranlarını çok iyi dengelemelidir. Bunu hayata geçirebilmek için ahlaki ve etik değerlere sahip çıkılmalı, yolsuzlukla etkin mücadele edilmeli ve yarışı iltimas geçilen, torpilli olanlar değil iyi olanlar kazanmalıdır.

İş Dünyasının, dünyanın gelişmiş ülkeleri ile rekabet edebilmesi için hangi temel kararlar, stratejiler, kültür ve ilkeler üzerinde konumlanması ya da sahiplenmesi gerekmektedir?

Çağdaş bir eğitim, bilgiye dayalı bir girişim ekosistemi ve ulusal inovasyon ve girişimcilik politikası oluşturulmalı ki böylelikle öncelikle her anlamda kendine yetebilen bir ülke konumuna gelelim.

Küresel aktörler, hızla dünyayı tek bir pazar haline getirmekte, iç piyasalarda hızla tekele doğru ilerlemekte. Bu nedenle temel strateji olarak iç piyasada yerli sermayenin güçlendirilmesi şart. Sermaye olarak bakıldığında Türkiye hala küçük bir ülke. Bu stratejinin uygulanmasında yerli piyasada tüm yatırımcılara eşit koşullar sağlanmalı, imtiyaz eşitsizlikleri tamamen ortadan kaldırılmalı. Böylelikle eşit rekabet koşulları yerli sermayeyi cesaretlendirecektir. İç piyasada güçlenen yatırımcı ancak böylelikle uluslararası alanda rekabet edebilir konuma ulaşacaktır.

Avrupa ve Amerika iş modellerini yakından inceleyip, iç piyasaya entegre ederken dolaylı yoldan kültür alış-verişi de hız kazanacaktır. Avrupa ile kültür alış-verişi büyük önem taşıyor. Çünkü rüşvet ve imtiyazlar ülkemizde yaygınken, Avrupa ve Amerika’da çok daha az. Rol model olarak benimsenecek iş kültürü, bu gibi olumsuz vakaların en aza indirgenmesinde önemli rol oynayacak.

Ülke olarak toplumda ve iş dünyasında uygulanması gereken etik değer ve yargıların oldukça farkındayız, problem teorik olarak farkında olduğumuz değer yargılarını günlük hayatımıza ve profesyonel hayatımıza adapte edemememiz. Bu süreçte izlememiz gereken yol ise, eğitim sisteminin bu temelleri yeni nesillere en iyi şekilde aktarması geleceğin şekillenmesinde büyük önem taşımakta. Sektör yöneticilerinin bu değerlerin tepeden tırnağa her bir noktaya nüfuz etmesini sağlaması mevcut düzenin köklü bir değişim yaşamasını sağlayacaktır. En önemli rol ise şüphesiz devlete düşmekte. Kamu kurum ve kuruluşlarının bu değer esaslarını kurum içi ve dışı her türlü faaliyetlerinde tam bağlılıkla kabul ederek uygulaması gerekmekte.

TEİD bu anlamda bir kuruma, kuruluşa ya da şirkete nasıl bir katma değer, projeksiyon ve kültür kazandırabilir?

Hemen şunu ifade edeyim; “Kurumların Eğitimi ve Bilinçlendirilmesi” konusunda TEİD’e de -uzmanlık alanında- önemli görevler düşüyor. Bana göre TEİD en önemli katkıyı bu noktada verir.

TEİD’in sahip olduğu vizyon coğrafya, etnik köken veya din farkı gözetmeksizin her türlü kurum ve kuruluşu bir paydada toplayabilecek çok geniş bir radar alanına sahiptir. Evrensel etik değerleri benimseyen ve sahip çıkmakla yükümlü olan TEİD, çatısı altında toplanmış kuruluşlara ve çalışanlarına kadar nüfuz edebiliyor. “Kapsayıcı” bir duruşu var TEİD’in. Etkili bir iletişim ile bu duruşunu “güce” çevirmek için çalışmalarına devam edecek.

Kurum Kültürü zamanla oluşuyor. Bir yaşam çizgisi. Doğuyor, öğrenmeye başlıyor, olgunlaşıyor, yanlış kararlar alıyor, hata yaparak öğreniyor, büyüyor, evleniyor, çocukları oluyor ve onların geleceğini düşünmeye başlıyor (sürdürülebilirlik kavramı ile tanışıyor), yeni nesiller bayrağı devralıyor. TEİD, yukarıda saydığım her aşamada bir kuruma katkı sağlayabilecek içerik ve donanıma sahip bir kurum. Ancak, bu noktada, karar vericileri ve kanun koyucuları da unutmamak gerek. Doğru ve sürdürülebilir politikaların tasarımında, özellikle yolsuzluk, rüşvet, vergi kaçakçılığı, adam kayırma, sahtecilik gibi tüm Dünya’da giderek daha fazla tartışılan, çözümler aranan konularda TEİD’in kamu otoritesi için önemli bir paydaş kurum olduğunu düşünüyorum.

Son olarak, akademi ekosistemi.

Türkiye’de bugün yanlış bilmiyorsam, 190 üniversite var.

Yaklaşık 7 Milyon öğrenciden bahsediyoruz.

Anahtar kelime, eğitim. Bu üniversitelerin kaçında “Etik” konusu işleniyor? Bilmiyorum. Bildiğim bir tek şey var; TEİD bu noktada akademi dünyası için de müthiş bir kaynak.

Yani, sadece Kurum, Kuruluş, Şirket değil, TEİD tüm Türkiye’ye lazım.

incegazete logo

İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.

Gazete Abonelik Formu

Teklif İstek Formu

Teklif listenizde hiç ürün yok!

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, veri sorumlusu İncekaralar tarafından hazırlanan; kişisel verilerimin nasıl işleneceği, kimlere hangi amaçla aktarılacağı, toplanma yöntemleri ve hukuki sebepleri ile haklarım konusunda bilgi içeren Müşteri Aydınlatma Metni’ni okudum.

Müşteri Açık Rıza Beyanı'nda belirtilen kişisel verilerimin, yine müşteri açık rıza beyanında yer alan işlenme amaçlarıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak üzere işlenmesine ve aktarılmasına açık rızam olduğunu,
Ticari Elektronik İleti Onay Metni'nde düzenlendiği şekilde, 6563 sayılı Elektronik Ticari İletilerin Düzenlenmesi Kanunu kapsamında tarafınıza ilettiğim iletişim bilgilerime, ticari elektronik ileti gönderilmesine,

Gazete Abonelik Formu


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, veri sorumlusu İncekaralar tarafından hazırlanan; kişisel verilerimin nasıl işleneceği, kimlere hangi amaçla aktarılacağı, toplanma yöntemleri ve hukuki sebepleri ile haklarım konusunda bilgi içeren Müşteri Aydınlatma Metni’ni okudum.

Müşteri Açık Rıza Beyanı'nda belirtilen kişisel verilerimin, yine müşteri açık rıza beyanında yer alan işlenme amaçlarıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak üzere işlenmesine ve aktarılmasına açık rızam olduğunu,

Ticari Elektronik İleti Onay Metni'nde düzenlendiği şekilde, 6563 sayılı Elektronik Ticari İletilerin Düzenlenmesi Kanunu kapsamında tarafınıza ilettiğim iletişim bilgilerime, ticari elektronik ileti gönderilmesine,

Mesaj Gönder

Alıcı Bilgileri


Gönderici Bilgileri

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, veri sorumlusu İncekaralar tarafından hazırlanan; kişisel verilerimin nasıl işleneceği, kimlere hangi amaçla aktarılacağı, toplanma yöntemleri ve hukuki sebepleri ile haklarım konusunda bilgi içeren Müşteri Aydınlatma Metni’ni okudum.

Müşteri Açık Rıza Beyanı'nda belirtilen kişisel verilerimin, yine müşteri açık rıza beyanında yer alan işlenme amaçlarıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak üzere işlenmesine ve aktarılmasına açık rızam olduğunu,
Ticari Elektronik İleti Onay Metni'nde düzenlendiği şekilde, 6563 sayılı Elektronik Ticari İletilerin Düzenlenmesi Kanunu kapsamında tarafınıza ilettiğim iletişim bilgilerime, ticari elektronik ileti gönderilmesine,
E-Bülten Aboneliği

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, veri sorumlusu İncekaralar tarafından hazırlanan; kişisel verilerimin nasıl işleneceği, kimlere hangi amaçla aktarılacağı, toplanma yöntemleri ve hukuki sebepleri ile haklarım konusunda bilgi içeren Müşteri Aydınlatma Metni’ni okudum.

Müşteri Açık Rıza Beyanı'nda belirtilen kişisel verilerimin, yine müşteri açık rıza beyanında yer alan işlenme amaçlarıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak üzere işlenmesine ve aktarılmasına açık rızam olduğunu,
Ticari Elektronik İleti Onay Metni'nde düzenlendiği şekilde, 6563 sayılı Elektronik Ticari İletilerin Düzenlenmesi Kanunu kapsamında tarafınıza ilettiğim iletişim bilgilerime, ticari elektronik ileti gönderilmesine,

Aranacak kelimeyi (en az 3 karakter) girin ve "enter" tuşuna basın.
Çıkmak için "ESC" tuşuna basın.